Gebelik süreç ve takibinde dikkat edilecekler nelerdir?
06 Ekim 2023
OP.DR ALİ ATA ÖZDEMİR
Gebelik, kadınların hayatlarında çok özel ve heyecanlı bir dönemdir. Ancak, aynı zamanda sağlık açısından da çok önemli ve hassas bir dönemdir. Bu nedenle, gebelik süresince ve doğum sonrasında kadınların düzenli olarak kadın doğum uzmanına gitmeleri ve gerekli kontrolleri yaptırmaları gerekir.
Gebelik takibi, gebeliğin başlangıcından doğuma kadar geçen sürede anne ve bebeğin sağlığını izlemek ve olası sorunları önlemek veya erken müdahale etmek için yapılan muayene, test ve uygulamalardır. Gebelik takibi, hem normal hem de riskli gebeliklerde yapılmalıdır.
Gebelik takibi, genellikle şu şekilde yapılır:
- İlk muayene: Gebeliğin kesinleşmesinden sonra ilk 8 hafta içinde yapılması gereken ilk muayenedir. Bu muayenede, anne adayının genel sağlık durumu, geçmiş hastalıkları, aile öyküsü, alerjileri, ilaç kullanımı gibi bilgiler alınır. Ayrıca, anne adayının kan grubu, kan sayımı, idrar tahlili, hepatit B, HIV, frengi gibi testler yapılır. Ultrasonografi ile de bebeğin kalp atışları dinlenir ve gebelik haftası belirlenir.
- Düzenli kontroller: İlk muayeneden sonra her 4 haftada bir yapılması gereken kontrollerdir. Bu kontrollerde, anne adayının kilosu, tansiyonu, karın çevresi ölçülür. Bebeğin büyümesi, hareketleri, kalp atışları izlenir. Gerekli durumlarda kan testi, idrar tahlili, şeker yüklemesi gibi testler yapılır. Ultrasonografi ile de bebeğin gelişimi ve duruşu kontrol edilir.
- Özel testler: Gebeliğin belirli haftalarında yapılması gereken bazı özel testler vardır. Bunlar şunlardır:
- İkili test: Gebeliğin 11-14. haftalarında yapılan bir kan testidir. Bu test ile bebeğin Down sendromu gibi kromozomal anomaliler taşıma riski belirlenir.
- Üçlü veya dörtlü test: Gebeliğin 15-20. haftalarında yapılan bir kan testidir. Bu test ile de bebeğin kromozomal anomaliler taşıma riski belirlenir. Ayrıca, bebeğin omurga açıklığı (spina bifida) gibi nöral tüp defektleri olup olmadığı da anlaşılır.
- Detaylı ultrasonografi: Gebeliğin 18-23. haftalarında yapılan bir ultrasonografi incelemesidir. Bu incelemede, bebeğin organları, iskelet sistemi, cinsiyeti detaylı olarak görüntülenir. Bebeğin herhangi bir gelişim bozukluğu veya anomali olup olmadığı araştırılır.
- Amniyosentez: Gebeliğin 15-20. haftalarında yapılan bir işlemdir. Bu işlemde, karından girilerek anne karnındaki suyun bir miktarı alınır ve laboratuvarda incelenir. Bu inceleme ile bebeğin kromozomal anomaliler taşıma riski kesin olarak belirlenir.
- Koryon villus biyopsisi: Gebeliğin 10-13. haftalarında yapılan bir işlemdir. Bu işlemde, plasentadan alınan bir parça dokunun laboratuvarda incelenmesidir. Bu inceleme ile de bebeğin kromozomal anomaliler taşıma riski kesin olarak belirlenir.
- Non-invaziv prenatal test (NIPT): Gebeliğin 10. haftasından sonra yapılan bir kan testidir. Bu test ile anne adayının kanında bulunan bebeğe ait DNA parçacıkları incelenir. Bu inceleme ile de bebeğin kromozomal anomaliler taşıma riski kesin olarak belirlenir.
Gebelik takibi, gebeliğin son haftalarında daha sık yapılır. Gebeliğin 36. haftasından sonra her hafta, 40. haftadan sonra ise her 2-3 günde bir kontrol edilir. Bu kontrollerde, anne adayının rahim ağzı açıklığı, bebeğin başının girişi, doğumun yaklaşıp yaklaşmadığı gibi konular değerlendirilir.
Doğum, gebeliğin sonunda bebeğin anne karnından dışarı çıkması olayıdır. Doğum, doğal yollarla veya sezaryen adı verilen cerrahi bir yöntemle gerçekleşebilir. Doğum şekli, anne ve bebeğin sağlık durumu, bebeğin duruşu, gebelik haftası gibi faktörlere bağlı olarak doktor tarafından belirlenir.
Doğal doğum, bebeğin vajinal yoldan doğmasıdır. Doğal doğumun avantajları şunlardır:
- Anne ve bebek arasındaki bağı güçlendirir.
- Anne daha çabuk iyileşir ve emzirmeye daha erken başlayabilir.
- Bebek doğum sırasında akciğerlerindeki sıvıyı atar ve solunum problemleri azalır.
- Bebek doğal bağışıklık kazanır ve enfeksiyonlara karşı daha dirençli olur.
- Anne ve bebek arasındaki kanama riski azalır.
Sezaryen doğum, bebeğin karın duvarından açılan bir kesi ile alınmasıdır.
Sezaryen doğumun avantajları şunlardır:
- Anne daha az ağrı ve acı hisseder.
- Doğum süresi kısadır ve planlanabilir.
- Anne ve bebekte yırtık veya dikiş gerektiren hasarlar oluşmaz.
Sezaryen doğumun dezavantajları şunlardır:
- Anne daha uzun süre hastanede kalır ve iyileşmesi daha uzun sürer.
- Emzirmeye başlama gecikebilir ve süt miktarı azalabilir.
- Bebek akciğerlerindeki sıvıyı atamaz ve solunum problemleri artabilir.
- Bebek doğal bağışıklık kazanamaz ve enfeksiyonlara karşı daha hassas olabilir.
- Anne ve bebekte kanama, enfeksiyon, alerji gibi komplikasyonlar oluşabilir.
Doğum sonrasında, anne ve bebek için bir takım kontroller yapılır. Anne için rahim kasılması, kanama miktarı, ateş, idrar yapma gibi konular izlenir. Bebek için ise solunum, nabız, renk, refleksler gibi konular değerlendirilir. Ayrıca, bebek için Apgar skoru adı verilen bir puanlama sistemi uygulanır. Bu sistemde, bebeğin solunumu, kalp atışı, kas tonusu, reaksiyonu ve cilt rengi gibi özellikleri içerir.