Psikolojik kısırlık, çiftlerin herhangi bir fiziksel neden olmaksızın çocuk sahibi olamaması durumudur. Psikolojik kısırlık, infertilite olarak da bilinir ve dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir sorundur. Psikolojik kısırlığın nedenleri arasında stres, kaygı, depresyon, travma, suçluluk, utanç, özgüven eksikliği ve ilişki sorunları sayılabilir. Psikolojik kısırlık, hem fizyolojik hem de psikolojik etkilere sahiptir. Fizyolojik olarak, psikolojik kısırlık hormon seviyelerini, yumurtlama ve sperm üretimini bozabilir. Psikolojik olarak, psikolojik kısırlık çiftlerin duygusal sağlığını, cinsel yaşamını, sosyal ilişkilerini ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Psikolojik kısırlık tedavi edilebilir bir durumdur. Tedavi yöntemleri arasında hipnoferetilite, bilişsel davranışçı terapi, gevşeme teknikleri, hipnoterapi, akupunktur ve destek grupları bulunmaktadır. Tedavinin amacı, psikolojik kısırlığa neden olan duygusal ve bilişsel engelleri aşmak ve çiftlerin doğurganlıklarını artırmak için olumlu bir zihin durumu geliştirmelerine yardımcı olmaktır.
Hipnofertilite, hipnoz kullanarak doğurganlığı artırmayı amaçlayan bir yöntemdir. Hipnofertilite'nin temelini HypnoBirthing felsefesi oluşturmaktadır. HypnoBirthing felsefesi, doğurganlığın doğal bir işlev olduğunu ve stresin bu işlevi bozduğunu savunmaktadır.
Hipnofertilite, kadının stresini azaltarak stresin fertilite üzerindeki nöroendokrin etkisini azaltmayı ve doğal doğurganlığı artırmayı amaçlamaktadır. Hipnofertilite, hem doğal yollarla hem de tıbbi yardımla hamile kalmak isteyen kadınlara uygulanabilir. Hipnofertilite seansları sırasında, kadın rahatlamayı, gevşemeyi, güven duygusunu ve olumlu düşünceyi artıran hipnotik telkinler alır. Hipnofertilite'nin gebelik sonuçlarını iyileştirdiğine dair kanıtlar vardır.