MİTRA KADIN SAĞLIĞINA HOŞGELDİNİZ, Beden, Zihin ve Ruh bütünlüğü saglıklık halidir.

Kadınlara yönelik çalışmalar;   

Vajinismus,  Ağrılı ilişki,  Orgazm ve Boşalma sorunları, Cinsel isteksizlik,  Cinsel tiksinti

“Ayrıca doğum ve anatomik yapı sorunlarına bağlı gelişen vajinal genişlemede, ameliyatla ya da  lazer-biofeedback gibi ameliyat dışı teknikleri de kullanarak vajinal daraltma yapılmaktadır.  Bu yapılan işlem boşalma ve orgazm sorunlarının çözümüne yardımcı olmaktadır.  Genital estetik-labioplasti konusunda da hizmet vermektedir.

Vajinismus

Vajinismus, kadının fiziksel bir engeli olmadığı halde, ilk cinsel ilişkisini yaşayacağı sırada bilinçaltından gelen bir korkuyla birleşmeyi engellemesi ve bu deneyime izin ver(e)memesi durumudur. Çoğu zaman ilk geceye dair anlatılan cinsel ilişkinin ağrılı ve kanamalı olacağı, can yakıcı olmasına rağmen diş sıkmayı gerektirdiği, vajinanın dar penisin büyük olduğu, kızlık zarının çok kanamaya yol açacağı hatta bu nedenle hastaneye kaldırılma ihtimalinin olduğu söylemleri kadının kabusu olur. Kadının içinde büyüttüğü korku, birdenbire bedenini koruma güdüsüyle alarma geçer ve beden cinsel ilişkiye izin vermez. Her ilişki denemesi refleks haline gelmiş bu davranışla ve dolayısıyla başarısızlıkla sonuçlanır. Evlilik ilişkilerinde de  bozulma başlar. Kızgınlık, öfke ve sinirlilik ilişkiye hakim olmaya başlar.

Psikolojik kökenli bir cinsel işlev bozukluğu olan vajinismus içsel kaygıların neden olduğu dışsal bir deneyimdir. Vajinismus aynı zamanda bir erteleme ve kaçınma durumudur.

Cinsel ilişkiye karşı olumsuz düşünceler taşıyan (hatta bazen taşıdığının farkında dahi olmayan) kadınlar ilk kez yaşayacağı cinsel deneyim sırasında korkar, paniğe kapılır ve dokunmayı bile acı veren bir unsur olarak algılar. Kadının içinde büyüttüğü korku, birdenbire bedenini koruma güdüsüyle alarma geçer ve beden cinsel ilişkiye izin vermez. Kadın bedenini istem dışı bir dürtüyle cinsel ilişkiye kapatır, partnerini iter, bacaklarını kasarak ilişkiyi imkânsız hale getirir. Vajinismus son tıbbî literatürde ağrılı içe girme bozukluğu olarak tanımlanır. En belirgin özelliği aşk kasları denilen pelvik taban kaslarının istemsiz ve denetimsiz kasılmasıdır.

Vajinismus tanı kriterleri;

  • Cinsel birleşme sırasında penisin vajinaya girme ya da girme girişiminde vulva vajina bölgesinde gerçek olmayan belirgin ağrı ve acı duyma hissi
  • Vajinaya girme eyleminin gerçekleşeceği beklenirken girme sırasında ya da girmeden dolayı vulva vajinada ya da vajinal bölgedeki aşk kaslarında ağrı duyma hissi
  • Vajinal bölgedeki aşk kaslarında ağrı ve acı duymayla ve aşırı derecede kanamayla ilgili belirgin bir şekilde korku ve kaygı duyma
  • Vajinaya girme ya da girme girişimi sırasında aşk kaslarında istemsiz kasılma gibi belirtilerin sürmesi  ve bu belirtilerin partnerde belirgin sıkıntıya neden olması
  • Vajinismus psikolojik kökeni olmadan, eşin kaba güç kullanması sonrası oluşan ağrılı ilişki bozukluğundan ve gerginlik yaratan olaylardan kaynaklanmaz. Ayrıca bir maddeye ve ilaca bağlı ya da başka bir sağlık durumuna bağlanmaması da önemlidir.

Çoğu zaman ilk geceye dair anlatılan abartılı veya gerçekle ilgisi olmayan öyküler de bazı kadınların cinsel ilişkiye dair olumsuz duygular geliştirmesine ve kendini korumaya almasına neden olur. İlk cinsel ilişkinin ağrılı ve kanamalı olacağı, can yakıcı olmasına rağmen diş sıkmayı gerektirdiği, vajinanın dar penisin büyük olduğu, kızlık zarının çok kanamaya yol açacağı hatta bu nedenle hastaneye kaldırılma ihtimali olduğu söylemleri kadının kabusu olur. Cinsel ilişki başlarken adeta bir kaos panik yaşayarak, içinde oluşturduğu kehaneti gerçekleştirir.

Vajinismus çoğunlukla zihindeki imgesel ve bedendeki gerçek vajinaya ve burada yer alan kas grubu hafızasına koşullanmış refleks tepki sonucu ortaya çıkar. Kadın, eşi ile yaşadığı ilişki sonucunda ağrı duyacağına dair taşıdığı korkuya karşı refleks olarak istemsiz bir şekilde bedenini korumak için seksi reddeder. Bu davranış da zihinsel ve bedensel olarak hafızaya alınır. Belleğe yerleşen bu seksi istemsiz reddetme davranışı nedeniyle ne kadar denenirse denensin cinsel ilişki mümkün olmaz. Bu durum vajinaya giren penisi, parmağı ya da herhangi bir nesneyi de koşullanmış (otomatik) olarak reddetme tepkisine yol açar. Kadın bunlar hakkında bilinç düzeyinde herhangi bir şey düşünmez, bedeni bilinçaltı olarak tepki verir.
 

Vajinismus aslında kendini fiziksel acıdan korumaya yönelik bir çeşit savunma mekanizmasıdır.

Kadın, bedeninin doğası ile barışmalı, bedenini sevmeli, cinsel haz almaya kendini layık bulmalıdır. Cinsel tatmin yaşamayı bedeni ve ruhu için bir hediye olarak kabul etmeli ve bu mutluluğu paylaşabilmelidir. Kadının aşk kasları rahatlamış ve gevşemiş bir şekilde sevişmesi ve ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olarak tarif edilen sanal sevişme sanatında seks yapmalı ve sekste gevşeyip rahatlayabilmelidir.

VAJİNİSMUS KADER DEĞİLDİR. %100 TEDAVİSİ OLAN BİR CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞUDUR.

Kadında Orgazm ve Boşalma Bozukluğu

Mutlu bir birliktelik için en önemli konu her iki tarafı da mutlu kılan ve her yönden tatmin eden bir cinsel ilişkinin varlığıdır. Mutluluk veren bir sevişme, eşleri daha huzurlu, daha mutlu ve çevrelerine karşı daha sevecen yaparken, birbirlerine daha çok bağlar, yakınlaştırır ve onları bütünleştirir.

Orgazm Nedir?

Partneri çıplak olarak görme, tatma, dokunma, partnerin sesini işitme, koku gibi seksüel uyarı veya düşüncelerle başlayıp beyin ve vücudun ortak hareket etmesi sonucu meninin erkeğin cinsel organından fışkırmasıyla cinsel zevkin doruğa ulaşmasına ve bu sırada yaşanan tarifsiz hisse “orgazm” denir. Bir başka deyişle; orgazm çeşitli cinsel uyaranlarla beynin uyarılması ve bu uyaranların etkisiyle kişide hem bedensel hem de ruhsal olarak algılanan cinsel yanıtın son aşamasındaki hoş bir histir. Orgazm vücudun normal bir fonksiyonu olup, öğrenilebilir istemli bir reflekstir.

Orgazmın İşlevi
Orgazm beden ve ruhun, kendi kendini tatmin yoluyla ya da cinsel ilişkiyle haz almasını sağlar. Ancak orgazm ilişkinin amacı değildir ve olmamalıdır.

Orgazmın Faydaları
Bedensel ve ruhsal olarak bir rahatlama sağlamasının yanı sıra orgazm sayesinde kadınlar daha kolay hamile kalırlar.

Orgazmın Fazları

Masters ve Johnson adlı biliminsanları yaptıkları çalışmalarda orgazmı dört fazda ele almışlardır:

  • Uyarılma Fazı: Kadında cinselliği yaşama ihtiyacının ortaya çıkmasıyla başlayan bu fazda memelere ve genital organlara giden kan miktarında artış olur. Bu sayede vajina girişindeki Bartholin salgı bezleri etkin hâle gelir ve vajinayı kayganlaştıran sıvının salgılanmasında artış olur.  Daha sonra 10-30 saniye içinde ıslanma meydana gelir. Meme uçları belirginleşir ve memeler büyür. Daha sonra rahim yukarıya doğru çekilir, vajina dudakları şişip düzleşir. Dudakların arası açılarak vajinanın alt kısmı genişler. Klitoris kabarır. Ayrıca bu evrede kalp atışları hızlanır, solunum sayısı artar, kan basıncı yükselir, boyunda ve göğüste kızarmalar meydana gelir. Tüm beden bu değişimlerden geçerek cinsel ilişkiye hazırlanır.
  • Gerilim (Pluto) Fazı: Bu fazda cinsel gerginlik ve erotik duygular yoğunlaşır, cinsel arzularda artış iyice belirginleşir. Vajina, vajinanın üçte birlik dış kısmındaki artan kan miktarı nedeniyle şekil değiştirir, iyice şişer ve üst kısmı balonlaşır. Bu sırada vajinada hafif bir ağrı olabilir. Rahim uyarılma fazındakinden daha fazla yukarıya doğru çekilir. Klitoris daha da şişer, belirginleşir. Dudakların rengi koyulaşır ve normalin 2-3 katı kadar büyür. Memelerin uç kısmındaki koyu renkli alan belirginleşir. Kalp atma hızı artar ve ateş basması olur. Bacaklarda ve kalçalarda kasılmalar olur. Eğer vajinal ıslaklığın azalabileceği bu faz yeterince uzun sürerse, sürenin sonlarına doğru kadının vücudu tam bir cinsel birleşmeye hazır duruma gelir. Bu fazda bir önceki evrede büyümüş olan klitorisin küçülme eğilimi göstermesi ve orijinal boyutunun yarısına kadar küçülmesi orgazmın yaklaştığını gösteren önemli bulgulardan biridir. Bu fazın süresi kadından kadına hatta bazen aynı kadında bir cinsel eylemden diğerine belirgin değişiklikler gösterebilir.
  • Doyum (Orgazmik) Fazı: Daha önceki evrelerde artmış olan gerginliğin boşaltılması olarak algılanabilecek bu fazda ateş basması tüm vücuda yayılır. Vücutta bulunan kasların çoğu kasılır ve tam zirve noktasında vücut kaskatı kesilir. Bu durum kadının yüzünde sanki acı duyarmış gibi bir görüntü yaratabilir. Mesanenin dışa açıldığı yerden sıvı salgısı olur ve bu durum kadının boşalması olarak tanımlanabilir. Rahim, vajina ve anüste eş zamanlı, ritmik ve düzenli kasılmaların olduğu en kısa süren fazdır. 0.8-1 saniye aralıklarla gerçekleşen bu kasılmalardan kadında bir orgazm esnasında 3-15 kez kasılma olur. Kadının burnu hafiften sulanmaya başlar, başparmağı dik duruma geçer, göz bebekleri büyür, boğazı kurur ve yutkunma gereksinimi duyar, göğüsleri arasındaki deri hafifçe kızarır. Bu sırada ayakları da oynar.
  • Gevşeme (Çözülme) Fazı: Daha önceki fazlarda gerçekleşen değişimlerin normale dönme sürecidir. Tüm bu geri dönüş süreci 5-10 dakika sürer. Klitoris ve meme uçları hassaslaşır ve ağrıya duyarlı bir hâl alır. Ateş basması kaybolur. Hızlı soluk alıp verme ve terleme görülür. Kalp hızlı atmaya devam eder. Eğer bu fazda seksüel uyarı devam ederse kadın daha fazla sayıda orgazm yaşayabilir. Kadınlar orgazm esnasında beyin tarafından salgılanan “endorfin” adı verilen mutluluk hormonlarının etkisiyle gevşer ve kendilerini iyi hissederler.

Orgazm Sorunları ve Bozukluklarının Tipleri

  •  Anorgazmi (Orgazm Olamama): Hiç orgazm olamama durumudur. Bu durum, kişinin kendi kendine olan saygısını yitirmesi, iç sıkıntısı ve depresyon ile sonuçlanabilir.
  • Rastgele Anorgazmi: Zaman zaman orgazm yaşanamaması durumudur.
  • Koital Anorgazmi: Cinsel birleşme ile değil, mastürbasyon vb. ile orgazm olma durumudur.
  • Erken Orgazm: Çok nadir olarak görülür.

Orgazm Sorunları ve Bozukluklarının Nedenleri

  • Ön sevişmenin aceleye getirilmesi
  • Partnerin erken boşalma sorununun olması
  • Partnerin ereksiyon sorununun olması
  • Partnere karşı olan ilgi kaybı
  • Menopoza ilişkin östrojen azlığı
  • Vajinal akıntılar
  • Vajinanın geniş olması
  • Şeker hastalığı
  • Nörolojik bozukluklar ve nörolojik ilaç kullanımı
  • Problemli bir çocukluk geçirilmiş olunması
  • Düzenli ve sağlıklı bir aile yaşantısının olmaması
  • Ergenliğe geçiş döneminde problemli ve travmatik cinsel deneyimlerin yaşanması
  • Cinsel kimlik çatışmaları
  • Cinsel taciz veya tecavüz yaşamak
  • Cinsel ilişkiye zorlanmak
  • Aldatılmak
  • Gebe kalma korkusu
  • Partnere güvenmeme
  • Alkolizm
  • Depresyon ve üzüntü
  • Sosyo-kültürel yasaklamalar ve aşırı dinsel inançlar
  • Bilgisizlik
  • Duyarlı, bilgili, sıcak, yaşamı seven bir kadının nasıl olduğuna ilişkin yeterli rol modelinin bulunmayışı
  • Güvenilir, emin, sosyal açıdan kabul edilebilir ve özel bir atmosferde, ödüllendirici ve destekleyici koşullarda bir cinsel deneyim yaşama olanağını bulamama vb.

Orgazm Sorunları ve Bozukluklarının Tedavisi

Tedavinin amacı, orgazmı cinselliğin en önemli sonucu olmaktan çıkarıp, ön sevişme, uyarılma, cinsel tecrübe, zevk ve çiftlerin birbirlerinin bedenlerini daha yakından tanıma gibi diğer önemli konuları da kavratabilmek olmalıdır. Bunun için terapi veya cinsel danışmanlık hizmeti alınmalıdır.

Kadının üstte olduğu cinsel pozisyonlar denenmelidir. Kadın gelmeye başlayınca, erkek mümkün olduğunca hareketsiz kalmalı ve sert hareket etmemelidir. Meme uçları, kulak arkaları, bacakların iç yüzleri gibi erojen bölgeler uzun süre uyarılmalıdır. Cinsel istek, uyarılma, orgazm ve doyum döngüsünde ayrıntılar ne olursa olsun önemli olan klitoris uyarısının uygun şekilde, yaygın, ritmik, kesintisiz ve yeterli süre yapılmasıdır.

Ayrıca “vakum cihazı” adı verilen cihazlar, belli bir protokol ve belli bir süreyle klitorise uygulandığında orgazm olmayı kolaylaştırmaktadır.

Orgazm Hakkında Bilinmeyenler

  • ​​​​​​​Kadınlarda sadece düşünce yolu ile hiç bir fiziksel temas olmadan da orgazm yaşanabilir.
  • Her ilişkide orgazm yaşanacak diye bir kural yoktur. Zaman zaman orgazm olunmaması da son derece normal bir durumdur.
  • Orgazm her iki eşte de aynı anda meydana gelebileceği gibi ayrı zamanlarda da olabilir. Aynı anda orgazma ulaşmak çok keyifli olsa da bir o kadar zor bir durumdur. Eşlerden birinin önce gelmesi hiç bir şekilde diğerinin orgazma ulaşmasını engellemez.
  • Kadının tatmin olmasıyla yani orgazmın şiddeti ile penis büyüklüğü arasında hiç bir ilişki yoktur. Ancak orgazm beyinde gelişen bir olaydır ve kişinin psikolojisi ile yakından ilgilidir. Uzun ve kalın bir penis görmek bir kadını daha fazla heyecanlandırabilir.
  • Cinsel tepkileri normal olan her kadın cinsel birleşmede ya da mastürbasyonla her seferinde bir ya da birkaç orgazma ulaşabilir.
  • Kadınlar en şiddetli orgazmlarını 35'li yaşlarda yaşarlar.
  • Kadın uyarılmaya başladıktan sonra orgazma ulaşabilmesi için ara vermeden aynı tempoda uyarılmaya devam edilmelidir.
  • Kadın orgazma ulaşmak üzere olduğunda eşine penisin girmesini istediğini söylemelidir. Çünkü bu arada kadının uyarılması durdurulursa isteği söner ve yeni baştan sevişmeye başlamak gerekir.
  • Kadınlar uykuda da orgazm yaşayabilmektedir.
  • Orgazmın süresi ve şiddeti kişiden kişiye değişir.
  • Kadınların yaklaşık %50'si eşlerine mükemmel olduklarını hissettirmek, zevk almadıkları bir cinsel ilişkiyi kısa yoldan bitirmek, eşine onun "yetersiz" olduğu duygusunu yaşatmamak ve öte yandan da yine eşinde kendisinin "yetersiz olduğunu" kanısını uyandırmayı engellemek için çoğu zaman orgazm taklidi yaparlar.
  • En yoğun orgazm yaklaşık ilk 5 dakika içinde gerçekleşmektedir.
  • New Scientist dergisinin haberine göre Amerikalı bir cerrah olan Dr. Stuart Meloy cinsel ilişkiye girmeden kadının orgazm olmasını sağlayan deri altına yerleştirilen implant adını verdiği bir aygıt geliştirdi.
  • ABD'de kadınlarda orgazmı artıran "Viacreme" adı verilen bir krem piyasaya çıktı.

Cinsel Ağrı Bozukluğu

Cinsel hayatın çekici olmasında arzu, istek ve zevk almak kadar acı duygusunun da yeri vardır. Cinsel etkinliğin şekline göre ve kişiden kişiye değişebilen acı duygusunun talep edilmesi de oldukça doğaldır. Çünkü acı duyma ile cinsel zevk arasında çok yakın bir ilişki ve benzerlik vardır. Hatta acı veren birtakım sevişme hareketleri zevkin doruklarındayken bile hazzı arttırabilir. Cinsel coşkuyla kendilerini kaybetmiş çiftlerde, bir an, büyük acı çekmekte olan kişilerin yüz ifadesi görülebilir. Bu ifade acı nedeniyle değil yoğun haz duygusundan kaynaklanır.

Bilgisizlik ya da yetersiz cinsel eğitim nedeniyle “öğretilen” acılar, sıklıkla cinsel birleşmeye karşı bir "acı duyma korkusu" refleksine neden olur. Kişi zamanla cinsel birleşmelerden bir zevk alamaz ve yalnızca acı duyar bir duruma gelir. Nedeni de bu acı duyma korkusudur. Fakat bu durum gerçek hastalık nedeniyle meydana gelen acılardan ayırt edilmelidir.

Cinsel ilişki sırasında ya da sonrasında acı duyulmasına "disparoni" denir. Her iki cinste de görülebilir. Aktif cinsel hayatı olan insanların büyük bir bölümü hayatlarının herhangi bir döneminde ilişki sırasında ağrı duyabilirler. Ama disparoni daha çok kadınlarda görülür. Kadınlar ağrıyı, "genital bölgede basınç", "yırtılma" veya "yanma hissi" olarak tarif ederler. Bu sorun çiftler arasında  hayal kırıklığı yaratır, cinsel isteksizliğe ve özgüven azalmasına yol açabilir. Bu ağrı duyma hissi tekrar eder ve her geçen gün artarak devam ederse profesyonel yardım alınmalıdır.

Disparonisi olan kadınlar sıklıkla vajina, klitoris, iç ve dış dudaklarında ağrı duyabilirler.  Bazı kadınlar ise vajina girişinde yüzeysel bir acı duymakla birlikte, penisin ileri girişlerinde daha derin acı duyabilirler. Genellikle bu acının verdiği korku ile ilişki sırasında, vajinal kasların, penisin içeri girmesine engel olacak kadar sıkı şekilde kasılmasıyla seyreden ve "seconder vajinismus" denen klinik tabloya maruz kalabilirler.

Disparoni Tipleri

  • Primer - Birincil Disparoni: Şikâyetler ilk cinsel ilişki deneyiminden beri vardır. 
  • Seconder - İkincil Disparoni: Şikâyetler sonradan ortaya çıkmıştır. 
  • Yüzeyel Disparoni: Vajina girişinde ortaya çıkan ağrıdır. Daha çok kızlık zarının yapısal olarak sert olması, menopoz döneminde dokuların esnekliklerini yitirmelerinden dolayı meydana gelen tahriş ve tam ıslanma olmadan ilişkiye girme gibi nedenlere bağlı olarak meydana gelir.
  • Derin Disparoni: Penisin girmesiyle birlikte vajinanın derinlerinde ortaya çıkan ve alt karın bölgesinde yaygın olarak hissedilen bir ağrıdır.

Tıbbî ve seksüel hikâye, jinekolojik muayene, acının yeri, süresi ve ilişki sonrasında ne kadar sürdüğü, hissedilen acının genital organlara dokunmakla mı yoksa penis girişiyle mi olduğunu ayırt etmek disparoni tanısı koyabilmek için önemli kriterlerdir.

Disparoni çok basit bir anatomik problemden karmaşık psikososyal nedenlere kadar birçok etkene bağlı olarak gelişebilir. Disparoni, kronik pelvik ağrı yani müzmin kasık ağrısının özel bir formudur. Bu nedenle sadece üreme organı kaynaklı olabileceği gibi, sindirim sistemi hastalıkları, böbrek ve idrar yolları hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları gibi üreme organları dışındaki diğer bölgelerden de kaynaklanabilmektedir.

Disparoni Nedenleri

  • Cinsel eylem konusunda endişe duyan kadınlarda görülen istem dışı kasılmalar
  • Korku, kaygı, konversiyon reaksiyonları 
  • Partnerle uyumsuzluk
  • İlk ilişkinin yarattığı psikolojik travma
  • Ön sevişmenin kısa sürmesi ve yeterli ıslanma olmadan cinsel ilişkiye girilmesi
  • Kızlık zarının yapısal olarak sert olması
  • Kadın üreme organlarıyla ilgili ameliyat geçirenler
  • Vajina kubbesinde cerrahî veya radyoterapi nedeniyle ortaya çıkan değişiklikler
  • Genital organlardaki kitle veya tümörler
  • Vajinada yabancı cisimlere karşı gelişen alerjik yanıt
  • Vajinadaki doğumsal anomaliler
  • Vajina ön veya arka duvarının sarkması
  • Menopoz döneminde dokuların esnekliklerini yitirmeleri nedeniyle meydana gelen tahriş 
  • Üretra veya mesaneye ait lezyonlar
  • Hemoroid, fistül ve fissür gibi anüs ve rektum bölgesi hastalıkları
  • Kabızlık
  • Sindirim sistemi hastalıkları
  • Epizyotomi nedbeleri
  • Endometriozis
  • Geçirilmiş pelvik kırıklar
  • Enflamatuar barsak hastalıkları
  • Antihistaminikler vb. ilaçların yan etkileri
  • Sentetik iç çamaşırları, spermisitler ve vajinal yıkama materyallerine karşı oluşan alerjik durumlar

Tanı İçin Kullanılan Testler

  • Genel ve jinekolojik muayene
  • Ultrasonografi
  • Vajinal kültür
  • Pap smear
  • İdrar kültürü
  • Kolposkopik inceleme
  • Biopsi
  • Laporoskopik inceleme

Tedavi

  • Cinsel bilgilendirme
  • Cinsel terapi
  • Cinsel egzersizler
  • İlaç veya cerrahi tedavi

Korunma Yolları

  • Tek eşli cinsel hayatı tercih etme
  • Cinsel ilişkiden sonra işeme
  • Tuvalet sonrası cinsel organı önden arkaya doğru silme
  • Prezervatif kullanma
  • Vajinal kayganlaştırıcı krem kullanma
  • Genital bölgeyi mümkün olduğunca terden ve nemden uzak tutma
  • Sık sık iç çamaşırı değişme
  • Yüzme sonrasında ıslak mayoyu hemen değiştirme
  • Rahat ve bol giysiler giyme
  • Pamuklu iç çamaşırı kullanma

Cinsel İsteksizlik ve Cinsel Soğukluk

''6 yıllık evliyim. Gebelik ve doğum sürecinden sonra eşime karşı isteksizlik, ilgisizlik başladı. Son 1 yıldır görevmiş gibi ilişkiye giriyorum. Hiç isteğim kalmadı. Bu durum beni çok üzüyor. Eski günlerdeki gibi isteğimin olmasını çok arzuluyorum...'' diyor bir danışanımız.

Partnerler arasında yanlış anlamalara ve ciddi çatışmalara yol açan en önemli faktörlerden biri eşlerin cinsel istek düzeylerinin birbirlerinden belirgin olarak farklı olmasıdır. Doyurucu cinsel ilişki için öncelikle kişinin kendi içinde bir istek duyması ve bu isteğini bir partnere yöneltmesi gerekir. Fakat bu süreç içinde kişinin mizacı ve iç dünyasıyla ilgili psikolojik etkenler, bedensel durumla ilgili biyolojik etkenler, bizi kuşatan ve içinde yaşadığımız çevresel ve kültürel etkenler belirleyici rol oynar.

Cinsel isteksizlik sorununun tanımlanması bu konuyla ilgilenen uzmanlar arasında fikir ayrılıklarına yol açmıştır. Cinsel isteği tanımlarken, kişinin partneriyle ilgili düşünce ve hisleri, inançları, sosyal durumu, yaşı, mesleği, cinsellikle ilgili kültürel normları, özgüven derecesi, cinsellikle ilgili önceki deneyimlerin olumlu olması, uygun bir cinsel eşle olması, cinsellik dışındaki alanlarda da iyi bir ilişkinin olması, cinsel isteğin yoğunluğu ve sıklığı gibi birçok kriteri göz önüne almak gerekmektedir. Bu nedenle cinsel isteğin objektif kriterlerini belirlemek oldukça güçtür.

Cinsel istek nedir?

Cinsel istek, insanın ilgi duyduğu kişiyle bir olma, bütünleşme, beden aracılığıyla ruhsal tatmine ulaşma arzusudur. Potansiyel bir cinsel partnere yönelik dikkatin olması, yazılı veya görsel erotik materyallere karşı ilgi duyma, cinsel içerikli rüyalar veya fanteziler kurma, cinsel etkinlikle ilgili arzuların farkında olma cinsel istek işaretleridir. Bir partnerle cinsel ilişkiye girmeyi istemek cinselliğin azalmasına ilişkin hayal kırıklığını da kapsamaktadır. Görme, koklama, işitme, dokunma, tatma duyuları, düşünce ve duygular cinsel isteği tetikler, besler.

Cinsel isteksizlik nedir?

Azalmış cinsel istek, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur. Halk arasında "frijidite" ya da "cinsel soğukluk" olarak da adlandırılmaktadır.

Cinsel isteksizliğin tipleri nelerdir?

  • Primer Cinsel İsteksizlik: Ergenlik döneminde başlar.
  • Sekonder Cinsel İsteksizlik: Cinsel sorunu olmayan bir kadının hayatının herhangi bir evresinde cinsel açıdan isteksizleşmesidir.

Cinsel isteksizlik ne sıklıkla görülür?

Cinsel isteksizlik, kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. Cinsel isteksizlik kadınların ortalama %33'ünde görülür. Kadının yaşı ilerledikçe cinsel isteksizlik oranı da artmaktadır.

Cinsel soğukluğun nedenleri nelerdir?

Fiziksel Faktörler

  • Yaşlanma ve menopoz
  • Yaşa bağlı hormonal yetersizlikten kaynaklanan kuruluk
  • Doğumdan sonraki lohusalık ve emzirme dönemleri
  • Hormonal dengesizlikler
  • Cinsellikten uzun süre uzak kalmak
  • Alkolizm
  • Böbrek, karaciğer ve kalp yetmezliği
  • Tiroid hastalıkları
  • Şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar
  • Multipl skleroz, Parkinson gibi nörolojik problemler
  • Kullanılan bazı ilaçlar
  • Ameliyatla rahmin alınması
  • Ameliyat sonrası meydana gelmiş yapışıklıklar
  • Rahim ağzı enfeksiyonları
  • Trikomonas gibi vajen enfeksiyonları
  • Vajinal mantar
  • Vajen akıntıları
  • İlişkide ağrı hissetme
  • Cinsel organlarının yapı ve fonksiyonlarının bilinmemesi

Psikolojik Faktörler

  • Vajinismus
  • Eşler arasındaki geçimsizlikler ve çatışmalar
  • Evlilikle ilgili problemler
  • İlişkiye gerekli özenin gösterilmemesi
  • Bıkkınlık
  • Doğum
  • Beden şekli ile ilgili kaygılar
  • Cinsel ilişki ile bazı olumsuz anıların yerleşmesi
  • Cinsel ilişkide bulunmanın bir suç veya günah olarak algılanması
  • Cinsel travmalar ve tecavüz
  • Homoseksüellik
  • Aşırı stres
  • Anksiyete ve depresyon
  • Ailede birinin ölümü
  • Taşınma gibi önemli yaşam olayları

Cinsel isteksizlik nedenlerine baktığımızda sorunların erkek, kadın ve çevre kaynaklı olduğunu görebiliriz. Kadınların yaklaşık %1’i gerçekten fiziksel bir sorun yaşar. Geri kalan %99'luk kesimin sorunu tamamen psikolojiktir.

Cinsel isteksizlik tedavisi nasıldır?

Tedavi, cinsel isteksizliğe neden olan faktörlerin belirlenmesinden sonra başlar. Tedavi, eşler arasında bir uyum oluşturulmasını ve aralarındaki bozulan iletişimin  yeniden düzenlenmesini amaçlar. Eğer eşlerden birinde belirgin düzeyde cinsel istek azlığı varsa istek düzeyini arttırmaya çalışmak gerekir. Bazen de eşlerden birinde aşırı isteklilik olur. Dengeyi sağlamak açısından bu istek ve talepleri azaltmak gerekebilir. Bu nedenle hastalar tedaviye "çift" olarak kabul edilmelidir. Herhangi bir organik hastalık saptanamamışsa isteksizliğin nedeni psikolojiktir. Bu durumda çiftlerin birlikte psikoterapi alması gerekmektedir.  Psikoterapide aşağıdaki uygulamalar tek tek veya bir arada kullanılabilir.

  • Cinsel terapi
  • Aile terapisi
  • Bedensel egzersizler
  • Cinsel egzersizler
  • Cinsel olarak kısa ayrılıklardan sonra bir araya gelmek, eğitim amaçlı erotik videolar seyretmek, kıyafet, tavır veya mekan değişikliği gibi küçük değişiklikler yapmak, fantezi yapmak, cinsel yaşama yenilikler kazandırmak
  • Testosteron hormonu, viagra, antidepresan ilaçlar, feromonlar ve Opti-S'xtiva (kadınlar için yulaftan yapılma viagra benzeri bitkisel afrodizyaklar) kullanımı gibi ilaç tedavisi  uygulanabilir.

Cinsel İsteksizlik Hakkında Bilinmeyenler

  • Yapılan araştırma sonuçlarına göre seks; stres, yorgunluk ve baş ağrısıyla savaşır ve bu sayede bünyeyi de rahatlatır.
  • Bazı kadınların kendiliğinden cinselliğe ilgileri yoktur. Fakat eşlerinin yaklaşımına fizyolojik bile olsa yanıt verir, uyarılır ve orgazm olurlar. 
  • Kadınlarda aşk, cinsel isteği artıran bir etkendir.
  • Cinsel isteksizlik kadının kısır olması demek değildir. Çünkü kadınlar hiç cinsel birleşme yapmadan da gebe kalabilirler. 
  • Genel olarak bütün kadınlar yeterli bedensel ve ruhsal uyarmalarla hazırlandıkları takdirde cinsel birleşmeden zevk alabilirler. 
  • Kadınların büyük çoğunluğu cinsel isteksizliklerinin gerçek nedenini kocalarının beceriksizliğinde ararlar. Oysa, çoğu kez durumdan erkek kadar, hatta ondan daha fazla, kadın sorumludur.
  • Cinsel isteksizlik genellikle çiftler arasındaki sorunları yansıtır.

Cinsel Tiksinti Bozukluğu

Cinsel yaşama sahip olmanın ayıp ve günah olduğunu öğreten bir toplumda yaşıyoruz. Evlenmemiş kızların bakire olmasının zorunlu olduğu aksi durumda çareyi kan dökmekte bulan bu toplumda; “Kadının görevi evlenmek, çocuk doğurmak ve anne olmaktır." denilirken, cinsel yaşama karşı ilgi göstermeyen genç kızlara iyi gözle, cinsellik konuşan kızlara ise kötü gözle bakılır. Fakat bu ruhsal baskının altında ne kadar çok insanımızın ezildiğini ise gözardı eder. Cinsel tiksinti bozukluğu, nedeni, toplumsal baskı olan bir cinsel işlev bozukluğudur.

Cinsel İlişkiden Tiksinme

Genellikle cinsel ilişkiden tümüyle uzak durma ve cinsel ilişkide bulunmaktan aşırı tiksinti duyma ile karakterize bir cinsel işlev bozukluğudur. Cinsel isteğin şiddetli bir derecede azaldığı  hatta ortadan kalktığı, cinsel isteksizliğin daha ileri bir aşamasıdır.

Cinsel tiksinti bozukluğu olan insanlar cinsel aktivitelerden kaçınırlar. Hatta cinsellik konularının konuşulmasından bile rahatsız olurlar. Tahmin edileceği gibi evli olanlarda bu durum belirgin bir sıkıntıya ve çiftler arasındaki ilişkinin bozulmasına neden olur.

Cinsel tiksinti bozukluğunun nedenleri nelerdir?

  • Çocukluk veya genç ergenlikte cinsel saldırıya veya tecavüze uğrama
  • Cinsel yaşam ile ilgili bilinçaltı suçluluk duygusunun olması
  • Cinselliğe yönelik çok güçlü utanç ve günah duygusu taşıma
  • Toplumsal önyargı veya kaygılar
  • Cinsel ilişki sırasında sürekli ağrı duyma
  • Baskıcı bir aile ortamında yetişme
  • Yatılı okullarda eğitim görme
  • Cinsel yaşamla ilgili bilgiden yoksun evlenme
  • Aynı zamanda idrar yapma veya dışkı organları olarak da görev yapan cinsel organların pis olduğu düşüncesi

Cinsel tiksinti bozukluğu olan kişilere cinsel yönden yaklaşıldığında iğrenme, korku, kaygı ya da utanç gibi duyguları ifade edebilecekleri gibi daha şiddetli durumlarda panik atağa varan durumlar yaşanabilir.

Tedavi
Cinsel tiksinti bozukluğunun tek tedavisi cinsel terapidir.